Hititler ve Hitit İmparatorluğu tarihi
İbranice İncil’de (veya Eski Ahit’te) iki farklı “Hitit” türünden bahsedilmektedir: Süleyman tarafından köleleştirilen Kenanlılar; ve Süleyman ile ticaret yapan kuzey Suriye’nin Hitit kralları Yeni Hititler. Eski Ahit ile ilgili olaylar, Hitit İmparatorluğu’nun ihtişamlı günlerinden çok sonra, MÖ 6. yüzyılda meydana geldi.
Hitit başkenti Hattuşa‘nın keşfi, yakın doğu arkeolojisinde önemli bir olaydı, çünkü Hitit İmparatorluğu‘nun güçlü, sofistike bir medeniyet olarak MÖ 13. yüzyıldan 17. yüzyıla kadar olan anlayışımızı artırdı.
Hitit Medeniyeti
Zaman çizelgesi
- Eski Hitit Krallığı [yakl. 1600-1400 BC]
- Orta Krallık [ca. 1400-1343 BC]
- Hitit İmparatorluğu [MÖ 1343-1200]
Önemli Hitit şehirleri arasında Hattuşaş (şimdiki adı Boğazköy), Karkamış (şimdiki Cerablus), Kussara veya Kuşşara (yeri değiştirilmemiş) ve Kanis (şimdi Kültepe) bulunmaktadır. Hitit şehirlerinin tamamı günümüzde Türkiye’nin kontrolünde bulunmaktadır. Hitit Medeniyetindeki diğer önemli şehirler arasında Gordion, Sarissa, Kultepe, Purushanda, Acemhoyuk, Hurma, Zalpa ve Wahusana bulunmaktadır.
Hattuşaş Şehri Hakkında Bilgiler
Hititler, MÖ 1640 ile 1200 yılları arasında, günümüzde modern Türkiye’nin bulunduğu bölgede bulunan eski bir yakın doğu medeniyetiydi. Hititlerin antik tarihi, Hitit İmparatorluğunun başkenti Hattuşaş’da bugünkü Boğazköy köyü yakınlarında bulunan pişmiş kil tabletler üzerindeki çivi yazılı yazılardan bilinmektedir.
Hattuşaş, Hitit kralı Anitta’nın MÖ 18. yy’ın ortalarında fethedip başkenti yaptığı antik bir şehirdi; İmparator III. Hattuşili, M.Ö. 1200 yıllarında Hitit döneminin sonunda yıkılmadan önce şehri MÖ 1265-1235 yılları arasında genişletmiştir. Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasının ardından Hattuşa Frigler tarafından işgal edilmiş, ancak Kuzeybatı Suriye ve Güneydoğu Anadolu vilayetlerinde Yeni Hitit şehir devletleri ortaya çıkmıştır. İbranice İncil’de bahsedilen bu Demir Çağı krallıklarıdır.
Hititlerin başkenti Hattuşa, 1834 yılında Fransız mimar Charles Texier tarafından keşfedilmiştir. Hattuşa’da Ernst Chantre tarafından 1890’lara kadar kazılar yapıldı. 1907’de, Alman Arkeoloji Enstitüsü (DAI) himayesinde Hugo Winckler, Theodor Makridi ve Otto Puchstein tarafından tam ölçekli kazılar başladı. Hattuşa, 1986 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası Listesi’ne alınmıştır.
Hattuşa’nın keşfi, Hitit Medeniyeti anlayışı açısından önemliydi. Hititler için ilk kanıt Suriye’de bulundu; ve Hititler, İbranice İncil’de tamamen Suriye ulusu olarak tanımlandı. Dolayısıyla Hattuşa’nın keşfine kadar Hititlerin Suriyeli olduğuna inanılıyordu. Türkiye’deki Hattuşa kazıları, hem eski Hitit İmparatorluğu’nun muazzam gücünü ve gelişmişliğini, hem de artık Neo-Hitit olarak adlandırılan kültürlerden İncil’de bahsedilmeden yüzyıllar önce Hitit uygarlığının zaman derinliğini ortaya çıkardı.
Bu makalede kaynak olarak Peter Neve. 2000. “Across the Anatolian Plateau: Readings in the Archaeology of Ancient Turkey” kitabı kullanılmıştır.