Eczacıbaşı’nın Kartal arazisini nasıl satın aldığı ortaya çıktı
Emlak uzmanı Tebernüş Kireçci, Eczacıbaşı Grubu’nun Kartal arazisini nasıl satın aldığını anlattı. İşte Tebernüş Kireçci’nin o paylaşımı…
Kireçci, X hesabından “Eczacıbaşı Grubu Kartal arazisini nasıl satın almıştı?” başlığı ile Eczacıbaşı Grubu’nun kurucusu Nejat Eczacıbaşı’nın anlattıklarını kaleme aldı. İşte o paylaşım…
Eczacıbaşı Grubu Kartal arazisini nasıl satın almıştı?
Eczacıbaşı Grubu’nun kurucusu Nejat Eczacıbaşı anlatıyor:
Kartal’daki Cumhuriyet’in İlk Seramik Sağlık Gereçleri Tesisi. Elektrolitik Bakır Üretmek İçin Kurulmuştu…
Yunus, Kartal’daki Cumhuriyet Türkiye’sinin ilk seramik fabrikasına dönüşen üçüncü girişimin karmaşık bir öyküsü vardır. Kartal’daki girişim başlangıçta seramik yapımı için değil, elektrolitik bakır üretimi için düşünülmüştü. Düşünce benden gelmemişti.
O sıralarda artık Gülhane Askerî Hastanesi’nde yurt görevimi yapıyordum. Biyokimya öğreniminden gelen bilgilerle, Burhanettin Paşa’nın laboratuvarında, o zaman kıtlığı çekilen ensülin’i yapmıştım. Bu haber oldukça yaygın biçimde basına yansımıştı. Dönemin «esliha müfettişi» Rasim Aktoğu Paşa da bunu duymuş. Onun da o sırada elektrolitik bakıra gereksinimi varmış. Teknik alanda çalışmamış bir askerin düşüncesiyle beni çağırdı ve «Ensülin olur da, elektrolitik bakır neden olmaz?» diyerek, bastırdı emri:
– Süresiz izinli olarak İstanbul’a gideceksin, hazırlıklara başlayacaksın, Millî Müdafaa’dan tahsisat çıkıncaya kadar kendi imkânlarınla gereken tesisatı sağlayacaksın, tahsisat çıkınca parayı geri alırsın.
Durumu gidip babama anlattım. Deneyleri bulunan bir insan olarak Süleyman Ferit Bey herhalde resmí makamlarla ekonomik ilişkilerde dikkatli olmanın gereğine inanıyordu, ama belki de beni kırmamak için, o zamanın parasıyla 45 bin lirayı bu girişime ayırdı. Anadolu yakasında bir fabrika yeri aramama yardımcı olması amacıyla babam dostu İstanbul Valisi Lütfi Kırdar’a da bir yazı yazmıştı. Lütfi Kırdar beni Maltepe belediye başkanına göndermiş ve o yöreyi iyi bilen başkandan bana yol göstermesini istemişti. O tarihte tesis için gösterilen yerlerden biri, Dragos tepesiydi. Dragos, tümüyle 35 bin liraya teklif edilmiş ve fiyat pazarlıkla 32 bin 500 liraya inmişti. Bunu yine de kendi ölçülerime göre pahalı bulmuş ve Kartal’da ilk fabrikayı kuracağım büyük bir bamya tarlasını 2 bin 500 liraya satın almıştım.
Dragos ise, bu tarihten birkaç ay sonra, Ankara Kooperatifi’ne 35 bin liraya satılmıştı.
Rasim Paşa, kendi yetkisi için olan konularda sözünü tuttu. Ama, fabrika kurmak için gereken ödeneklere gelince, konu o zamanın Milli Müdafaa Vekili Artunkal Paşa tarafından durduruldu. Millî Müdafaa’dan ödenek çıkmayınca, çarklar bu kez hızla ters dönmeye başladı. İznim iptal edilerek, Gülhane’ye geri çağrıldım. Aldığımız âletler elimde kaldı, salaş biçimde de olsa inşaat durdu. Rasim Paşa ile Artunkal Paşa’nın arası açıldı. Paşa, esliha müfettişliğinden istifa etti.
Daha ileriki yıllarda Rasim Aktoğu’yla çok ahbap olmuştuk. İzmir’de otururdu. O dönemlerde bana anılarını anlatırdı, Yeni kurulan Demokrat Parti’ye girmesinin nedenleri arasında Artun- kal Paşa ve Halk Partisi’yle mücadele eğiliminin yattığını söyledi. Paşa, en çok saygı duyduğum kişilerden biri olmuştu. Kendisini tanımış olmak, başlı başına bir mutluluktu.