Deniz anası ile deprem ilişkisi var mı?
Denizanası en az 500 milyon yıldır yer yüzünde yaşamını sürdürüyor. Dinozorlardan ve hatta ağaçlardan daha eskiler. Ve hiçbir yere gitmiyorlar. Aslında beyinsiz, omurgasız, gözsüz, kansız yaratıkların sayısı artıyor ve dünya çapında kargaşaya neden oluyor. Hızlı ve üretken bir şekilde üreme eğilimleri, denizanasının okyanus ekosistemlerini bir anda bozabileceği anlamına geliyor. Ve etkileri denizde sınırlı değil. Deniz anası ile deprem ilişkisi var mı?
Deniz anaları geçmişte birçok güç santralinin durmasına neden oldu. Denizanası ayrıca Japonya’da bitkilerin kapanmasına neden oldu. Hatta Japonya’da elektrik sistemi üzerindeki ilk tehlike depremler olurken, ikinci tehlike ise deniz anaları olarak görülüyor. Her yerde bulunan bir yaratıkla karşı karşıyayız.
Deniz anası sayılarındaki artış ile deprem ilişkisi
Bazı bilim adamları, iklim değiştikçe denizanası sayılarının arttığını düşünüyor; canlılar daha sıcak sularda iyi ürüyor. Denizanası, çok fazla oksijene ihtiyaç duymadıkları için kirli sulardaki diğer deniz canlılarından daha iyidir. Kirli sulara, düşük oksijenli sulara kayabilirler ve oradaki avcılıktan daha yüksek oksijen ihtiyacı olan bir balıktan daha iyi saklanabilirler.
Deniz analarının fazla olması, deprem olacağı anlamına gelmez. Ancak 17 Ağustos 1999 meydana gelen Gölcük Depremi öncesi İzmit Körfezi kıyısı boyunca yürüyen insanlar son günlerde kıyıda görülen çok sayıda sıçrayan balıktan ya da ölü yengeçlerin ve denizanasının gizemli görünümünden söz ettiler. Bu gibi bir durum gelecekte olacak bir depreme işaret edebilir mi? Bu konuda net bir cevap yok.
Denizanası bize ne söyleyebilir?
Dünya Yaban Hayatı Fonu’na göre, karada ürettiğimiz atıkların çoğu sonunda okyanuslara ulaşıyor; plastik poşetlerden böcek ilaçlarına kadar her şey. Denizanasından çıkardığımız dersin okyanuslarımıza özen göstermemiz ve kirlilikle mücadele etmemiz gerektiğini bilmemiz gerekiyor. Karasal yaratıklar olduğumuz için okyanusların sağlığı hakkında gerçekten düşünmedik. Orayı o kadar büyük bir yer olarak gördük ki, ona asla bu kadar zarar veremeyeceğiz. Denizanasından gelen mesaj biziz.
Aşırı avlanma da hikayenin bir parçası. Balıklar azalırken, yerini deniz anaları almaya başladı. Pek çok bilim insanı okyanus ekosisteminin eski haline dönebileceğini düşünmüyor ve balıkların sistemi yeniden dengelemek için geri gelip gelemeyeceği belirsiz. Denizanasının çoğalması en büyük canlıyı da etkiliyor: Japonya çevresindeki sularda yaşayan Nomura. 2 metreye kadar büyüyebilir ve 200 kilograma kadar çıkabilir. Bu denizanaları bir zamanlar yalnızca 30 yılda bir görülüyordu, ancak şimdi her yıl görülüyorlar.2009 yılında, 10 tonluk bir balıkçı teknesi, Japon balıkçının Nomura kütlelerini taşımaya çalışmasının ardından alabora oldu. Uzmanlar, hangi yılların büyük denizanası yılları olacağını ve hangi yılların olmayacağını tahmin etmek için sistemler geliştirmeye çalışıyorlar.